GOTİK MİMARİ
Fransa'dan Avrupa'ya yayılan 12.yüzyıldan 16.yüzyıla kadar süren ve temel özelliği dikey hatlar olan mimari üsluptur.Gotik'in kaynağı Fransa'da Sens,Reims ve Rouen piskoposluklarıdır.
Bu yapılar Tanrı'ya ulaşmak için yapılmış ve en özgün ürünler dini mimaride verilmiştir.Yapılar kilise tarafından yaptırılmıştır.Avrupa mimarlığında çok önemli yer tutan ve yapımı yıllar süren çok sayıda katedral inşa edilmiştir.Katedraller Ortaçağ'ın tarihsel koşullarının,toplumsal psikolojisinin ve Tanrı odaklı yaşamının anıtsal ifadeleridir.Gotik'in en önemli katedrallerinden biri Paris'teki Notre Dame Katedrali'dir.
Gotik mimari çatı ve cephe sistemleri açısından üç yenilik getirmiştir:
-Kaburgalı tonoz
-Dayanma ayakları(kontrforlar)
-Dayanma kemerleri
Kaburgalı tonoz haç tonoza kaburgaların eklenmesiyle elde edilmiştir.Dayanma ayakları ve dayanma kemerlerinden oluşan sisteme ''dayanma sistemi''denmektedir.Bu sistem,Gotik mimarlığın düşeyde gelişimini sağlamış ve yük aktarma prensibi ile büyük pencereler açmaya olanak sağlamıştır.Gotik yapılar göğe yükselen hatları ile çok dinamik ve canlı bir yapı sergilemektedir.Gotik katedraller taşıyıcıların dışarıdan algılandığı ve tüm ışığın içeri alındığı narin yapılardır.Bu dönemde vitray tekniği geliştirilmiş dini yapıların uhrevi etkisi daha da arttırılmıştır.En etkileyici yeniliği kilise duvarlarının kaldırılıp yerini renkli cam zarların almasıdır.
RÖNESANS MİMARİSİ
İtalya'da Gotik mimariye karşı bir hareket başlamış 1500 yıllarından itibaren Roma bu yeni anlayışı en üst düzeye çıkarmıştır.Bu çağ geçmişin ve insan saygınlığının,sanatçı kişiselliğinin de yeniden bulunduğu dönemdir.Rönesans hümanizmi insanı Ortaçağ boyundurluğundan kurtarmıştır.Rönesans mimarisinin kurucusu Brunelleschi'dir.Gerçekleştirdiği tüm yapılarda gotik ayrıntıları ayıklamış yerine klasik mimarlık programında yer alan öğeleri kullanmıştır.Çağdaşları onun kullandığı bu üsluba antik üslup adını vermişlerdir.
Rönesans yapıları belli kural ve simetriye bağlıdır.Gotik'te mantıklı olmayan düşünce yerini Rönesans'ta mantıklı,matematiksel düşünceye bırakır.Cephelerde düz çizgiler egemen olup silmeler ile katlar birbirinden ayrılmış ve her bölüm kendi içinde bitmiştir.Cepheler yoğun süs anlayışından arındırılmıştır.Gotik'in ufki sistemli yapısının yerini kubbeli merkezi yapı almıştır.Gotik'te derine ve yukarı hareket olduğu halde Rönesans'ta mekan hareketsiz ve yerinde duran bir etkidedir.
BAROK MİMARİ
Avrupa'nın katolik ülkeleri ile Latin Amerika'ya yayılmış ve eğri hatların hakim olduğu bir üsluptur.Barok mimari Rönesans'ın katı kurallarına tepki olarak doğmuştur.Barok mimarlık abartılı hacim ve dekorları kullanarak görkem ve güç etkisi yaratmaya çalışmıştır.Tanrı ve kral dönemin iki mutlak hükümdarıdır.Tanrı için kiliseler kral için saraylar yapılmaktadır.Kilise iç mekanları cennetin küçük bir örneğini vermeyi amaçlamaktadır.Yapıların iç mekanları ışıklıdır.Hareket ve sonsuzluk ele alınmıştır.Rönesans'ın düz ve statik çizgileri Barok'ta cephelerde girinti ve çıkıntıya dalgalanmalara dönüşmektedir.Barok insanı şaşırtan geniş meydanlar ve kent planlarını mimariye kazandırmıştır.Barok'ta heykel ile mimari yapı,birbirine tamamen kaynaşmış olarak görünmektedir.18.yüzyılın ortasından sonra klasik mimari yani yatay ve dikey hatların sakinliği özlenmeye başlanmıştır.
Gotik mimari çatı ve cephe sistemleri açısından üç yenilik getirmiştir:
-Kaburgalı tonoz
-Dayanma ayakları(kontrforlar)
-Dayanma kemerleri
Kaburgalı tonoz haç tonoza kaburgaların eklenmesiyle elde edilmiştir.Dayanma ayakları ve dayanma kemerlerinden oluşan sisteme ''dayanma sistemi''denmektedir.Bu sistem,Gotik mimarlığın düşeyde gelişimini sağlamış ve yük aktarma prensibi ile büyük pencereler açmaya olanak sağlamıştır.Gotik yapılar göğe yükselen hatları ile çok dinamik ve canlı bir yapı sergilemektedir.Gotik katedraller taşıyıcıların dışarıdan algılandığı ve tüm ışığın içeri alındığı narin yapılardır.Bu dönemde vitray tekniği geliştirilmiş dini yapıların uhrevi etkisi daha da arttırılmıştır.En etkileyici yeniliği kilise duvarlarının kaldırılıp yerini renkli cam zarların almasıdır.
RÖNESANS MİMARİSİ
İtalya'da Gotik mimariye karşı bir hareket başlamış 1500 yıllarından itibaren Roma bu yeni anlayışı en üst düzeye çıkarmıştır.Bu çağ geçmişin ve insan saygınlığının,sanatçı kişiselliğinin de yeniden bulunduğu dönemdir.Rönesans hümanizmi insanı Ortaçağ boyundurluğundan kurtarmıştır.Rönesans mimarisinin kurucusu Brunelleschi'dir.Gerçekleştirdiği tüm yapılarda gotik ayrıntıları ayıklamış yerine klasik mimarlık programında yer alan öğeleri kullanmıştır.Çağdaşları onun kullandığı bu üsluba antik üslup adını vermişlerdir.
Rönesans yapıları belli kural ve simetriye bağlıdır.Gotik'te mantıklı olmayan düşünce yerini Rönesans'ta mantıklı,matematiksel düşünceye bırakır.Cephelerde düz çizgiler egemen olup silmeler ile katlar birbirinden ayrılmış ve her bölüm kendi içinde bitmiştir.Cepheler yoğun süs anlayışından arındırılmıştır.Gotik'in ufki sistemli yapısının yerini kubbeli merkezi yapı almıştır.Gotik'te derine ve yukarı hareket olduğu halde Rönesans'ta mekan hareketsiz ve yerinde duran bir etkidedir.
BAROK MİMARİ
Avrupa'nın katolik ülkeleri ile Latin Amerika'ya yayılmış ve eğri hatların hakim olduğu bir üsluptur.Barok mimari Rönesans'ın katı kurallarına tepki olarak doğmuştur.Barok mimarlık abartılı hacim ve dekorları kullanarak görkem ve güç etkisi yaratmaya çalışmıştır.Tanrı ve kral dönemin iki mutlak hükümdarıdır.Tanrı için kiliseler kral için saraylar yapılmaktadır.Kilise iç mekanları cennetin küçük bir örneğini vermeyi amaçlamaktadır.Yapıların iç mekanları ışıklıdır.Hareket ve sonsuzluk ele alınmıştır.Rönesans'ın düz ve statik çizgileri Barok'ta cephelerde girinti ve çıkıntıya dalgalanmalara dönüşmektedir.Barok insanı şaşırtan geniş meydanlar ve kent planlarını mimariye kazandırmıştır.Barok'ta heykel ile mimari yapı,birbirine tamamen kaynaşmış olarak görünmektedir.18.yüzyılın ortasından sonra klasik mimari yani yatay ve dikey hatların sakinliği özlenmeye başlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder